30 Mayıs 2013 Perşembe






KAMU SPOTU 39



KARA PARA!


Tarihin en büyük kara para aklama şebekesi çökertilmiş!


Uyuşturucu , çocuk pornagrafisi , kredi dolandırıcılığı , bilgisayar korsancılığı filan gibi karanlık işler  yapan  kötü adamlar , Kosta Rika merkezli , Liberty Reserve adlı “digital ödeme!” şirketinin internet siteleri üzerinden  ,  kara paralarını ,kendileri gibi kötü olan diğer adamlara transfer ediyorlarmış!

Hiçbir “kurum veya devlet tarafından denetlenmediği!” içinde , karşı taraftan , yani devletlerin legal bankalarından ,paranızı gıcır banknotlar halinde alabiliyormuşsunuuuuz!

İnsanın aklı almıyor değil mi!

Bu “çıbanın başı!” , Ukrayna asıllı ,Arthur Budovsky imiş!

Köpeoğlunu yakalamışlar  ve şirketin bütüüün internet sitelerini kapatmışlar!

Ve bu sistem üzerinden dolaşımda olan , 25 milyar $’ı geri çekmiş müfettiş ve federal amcalar!

25 milyar $ mı?

Evet gerçekten de münferit bir olay gibi duruyor!

Bu arada , Varlık Barışı onaylandı...onay haberinin dışında birileri yorum , analiz filan gibi birşeyler yazdı mı?

İnternette bulamadım da! Varsa bir link atın!


SAĞLIK BAKANLIĞINDAN EVLERE SERVİS HİZMETİ!


Haberi  , haberartiturk.com ‘da okudum ki ,vay anasını! , olaylar olaylar...!

1,5 ay evvel hamilelik şüphesi ile , Ankara , Kazan Hamdi Ermiş Devlet hastanesine giden , vatandaş Ceren T. , test için kan vermiş...

Sonuç ; 

Hamile değilmiş.

Tamam.

Buraya kadar bir sorun yok.

Ardından , Ceren T’nin eşini , sağlık bakanlığından aramışlar!

Hayır olsun!

Valla bak!

Demişler ki ;

Eşiniz gebelik testi yaptırdı haberiniz var mı?

Hoppalaaaa!

Kocası , bildiğini ama , “bu konunun onları neden ilgilendirdiğini”  sormuş haklı olarak.

Gebelik gibi bir durum var mı ? diye üstelemişler!

Ceren T , diyor ki , “eşimin bilgilerine kadar ulaşan  “hafiye bakanlık”, nasıl olmuşta , sonuca ulaşamamış!”

Adamcağızın , “hayır eşim hamile değil” demesi  üzerine ,bakanlık yetkilisi! işgüzarlığın ve bu konudaki korku imparatorluğunun da kitabını yazmaya başlıyor !

“eğer gebelik gibi bir durum varsa kayıt yaptırılmamış! 

Bilginiz olsun , şu an suç işlemiş oluyorsunuz!"

Hiç  öyle; 

“bu bir skandaldır!” , 

“özel hayata , hadi geçtim müdahaleyi, direk tecavüzdür!”  , 

“ulan sana mı sorucam hamilemiyim değilmiyim?” filan gibi tepki verin demeyeceğim!

Bunlar daha evvel bin kere söylendi anlamadınız!

Uyanık olun kızlar!

Bunların niyeti ciddi!

Organize çalışıyorlar!

Peşini bırakmıyorlar!

İlk katakullide enseleneceksiniz!!!

Söylemedi demeyin!



KAFEİN’İ NERENİZDEN ALIRDINIZ?


Amerikan kimya firmasının teki , sabah ayılma sendromu çekenler için , vücuda doğrudan yayılan kafein alımına imkan sağlayacak ve bu sayede uyanmaya yardımcı olacak , özel bir diş fırçasının patentini almış!

“kafeinli diş fırçası sayesinde , gelecekte, beyaz dişlere düşkün ve aynı zamanda da zor uyananlar , kafeinin uyarıcı etkisinden dişleri sararmadan faydalanabilecek miş!”

Ba ba ba ba baaa!

Benim önerim , kafeinli tuvalet kağıdı üretmeleri yönünde olacak!

Böylece , kafeini direk kıçımızdan alıp daha seri uyanırız!









29 Mayıs 2013 Çarşamba






KAMU SPOTU  38


ZARARLI BİR YAZI!


Olaylar çok karışık!

Çok tehlikeli bir haber okudum dün!

Aslında tehlike bizim göbek adımız.

Hangisinin altından kalkmadık ki? !

Bu kadar çok tehlikenin içinde , bunca yıl ayakta kalan bir toplum için tek bir açıklama yapılabilir ;

Efsunlu milletiz vesselam!

Ancak , iş öyle boyutlara varıyor ki  , bu ulvi kalkanlar , dönüp bizi tırmalıyor artık!

Haber , cnnturk.com ‘da yayınlandı...bu da linki


“Çocuk Hakları için Yurttaş Hareketi” başkanı  Prof.Dr. Oğuz Polat’a göre , komşu ülkelerden pek çok kişi ,Türkiye’ye “çocuk fuhuşu” için geliyor!

Yazarken bile parmaklarım uyuşuyor.

Ve daha bitmedi ;

Söylediğine göre de polis tehlikeyi yok sayıyor!

Artık beynim de uyuşuk!

Haberin devamında , göreceğiniz üzere , çocuk pornosu ile ilgili her türlü ihbar için bir telefon numarası verilmiş.

Adetimdir , bir şeyi yazıyor yada konuşuyorsam , güvenilir bir siteden bile almış olsam mutlaka teyid etmek isterim.

Numarayı aradım...

“Air soft dünyasına hoşgeldiniz !” diyen bir telesekreter adamla karşılaştım…

Kafamda , çocuk pornosu ihbarı ve airsoft arasında ,bir kelime ,bir anlam yakınlığı kurmaya çalışırken , google araması yapayım ,nedir bu airsoft dedim ve   karşıma , tabanca ,tüfek , mühimmat filan satan onlarca site ve konu alan haberler çıktı!

Yanlış mı duydum diye yine aradım…yoo ,aynı telesekreter adam bana yine , airsoft dünyasına hoşgeldiğimi söyledi ve yine aynı ,İrlanda halk müziğini dinletmeye başladı!

Bu arada ilerleyen dakikalarda karşınıza bir canlı çıkmıyor! 3 kere aradım!

Azıcık kıllanyari bir tip olduğumdan , peki bu bahsi geçen hoca kimmiş diye ona da bir arama yaptım,

Özellikle , çocuk istismarı,sokak çocukları , kadın vb konularda çok ciddi işler yapmış ve devam eden , adlı tıp dosyalarında da bilirkişilik yapan , son derece parlak bir bilim adamı çıktı karşıma.

Bir kaç link altta ise ;

Bir polis memuru ile kocasını aldatan , kocası olayı öğrendiğinde de ,onu öldüren bu kadına verilen deli raporunda ,aynı hocanın imzasının olduğunu gösteren , ölen şahsın adına açılmış bir internet sayfasını gördüm!

Allahım dedim kendi kendime , ben yazsam uçmuş derler!

Okuduğum haber  yeterince  çekilmezken  , bir de haberin detayına girdiğimde kafam iyicene yandı!

Yok bana bir daha öyle araştırma filan!

Ha ,allahtan tek kaynağım internet…demek ki , sağlam bir gazeteci olsam ve önüme çıkan her haberi kurcalamaya kalksam başıma neler gelecek!!!

Tabii burada , CnnTürk gibi güvenilir bir haber kurumunun  internet sitesinin ,araştırmadan ,bu kadar önemli bir konuda yayınladığı telefon numarası konusunu atlamamak lazım!

O kadar şaşırdım ki bunları da bilin istedim ama konu başta bahsettiğim , “çocuk fuhuşu” konusu!

Lafa bak! “çocuk fuhuşu!”

Tam bir oksimoron!

Türkiye’nin , ensest, çocuk tacizi ve tecavüzü , çocuk gelinler , eşcinsel ve töre cinayetleri konusunda bulunduğu nokta sahiden tartışılmaz!

Yetkin ağızların açıklamaları ,büyük medyada manşet olmasa da , internet eliyle hepimize ulaşıyor.

Hoş “hepimize” kısmı da çok genelleme oldu ya...çünkü ulaşmıyor aslında!...günümüzün , oranla özgür olan internet medyası bile kaç kişi tarafından takip ediliyor yada takip edilen konular genellikle hangileri?

3. sayfa haberleri örneğin , bir şekilde bize dokunmadıkça dikkatimizi çeken bir alan değil!

Oysa unutmayalım ki ,herbirimiz , olası bir 3.sayfa haberi kahramanıyız!

Herhangi bir sebepten , alnımızın çatından vurulma ,sokak arasında sıkıştırılıp taciz, tecavüz edilme,durup dururken içeri alınma, gaz yiyip ölme ve bunun gibi insani ! tehlikelerle karşı karşıyayız!

Unutmayalım ki , akşam kalabalığında , minübüsün içinde “lahmacun” yiyen bir sığırı , dar alanda etrafa yayılan koku yüzünden uyardığı için, bir vatandaş aynı sığır tarafından öldürüldü bu ülkede!

13-14 yaşındaki çocuklara 30 tane hayvan tecavüz ediyor!

Bunlar yaşadıkları bölgenin ” saygın “ insanları...polisleri ,memurları , işadamları !!!

Yakalanmasına yakalanıyorlar!...ama ya daha ilk celsede beraat yada tutuksuz yargılanmak üzere...

Şimdi bunlara bela okusan  , alttan alttan “aman bela geri döner “  enayiliğine  inanamak...

Anasına  avradına girsen , bu hayvanlara özel, haklar devreye girip hakaret kabul ediliyor!

Allaha havale , vadeli birşey olduğu için insanın sinirini yatıştırmıyor!

Ve konu bununla da bitmiyor ;

Türkiye’de çekilen çocuk pornoları , CD’lerle yurt içine , internet kanalıyla da yurt duışına pazarlanıyor!

Buralarda en çok , sokakta yaşayan  ve ailelerinden , kapkaç için “kiralanan!”  kız çocukları kullanılıyor!

Kadıköy ve Eminönü’nde alenen “yerli yapım” diye satılıyor!

İnternette en çok çocuk pornosu araması , İstanbul,İzmir ve Ankara’da yapılıyor!

Raporlara göre , çocuk pornosunun çıkış yeri ABD. Bunun da sebebi, internet’in en yoğun ve servis sağlayıcıların en fazla olduğu ülke olması.

Şimdi bana demeyin ki , daha baştan falsolu yazılmış bir habere mi inanıyorsun!

Hayır , bu konuda çok fazla kaynağın olduğunu ve atasözlerinin gerçekliği ile büyümüş bir ırkın ahvadı olarak  “ateş olmayan yerden duman çıkmayacağını” ve bu anlatılanların “bizim hikayemiz!” olduğunu biliyorum!



İĞRENÇ REKOR!


Bir internet istesi , “dünyanın en iğrenç rekoru “ olarak , İskoçyalı bir adamın , 11 tane haşlanmış yumurtayı , 1 dakikada yutup , geri kusarak Guiness Rekorlar Kitabı’na girmesini göstermiş!

Hadi canım sen de!

Orman – park talanları , cezaevlerinde yatan tutuklu çocuklara yapılan işkence , tecavüz iddiaları , alkol yasakları , çözülemeyen Reyhanlı katliamı, yıllardır hangi sebeple olduğu ispat edilemeyen tutukluluklar...daha yazayım mı?

O İskoç ayağını denk alsın herşeyden evvel!

11 tane yumurtayı , yutup kusup , kustuğunu geri yutsa bile , toplum olarak kırdığımız rekorların yanından bile geçemez!

O kim oluyomuş!



  

28 Mayıs 2013 Salı





KAMU SPOTU  37


İNGİLİZLER ÜZERİNDEN GENEL BİR VERYANSIN!


Geçen hafta , Londra’da yaşanan, iki Nijer-İngiliz vatandaşın , bir İngiliz askerini vahşice öldürmesi olayının ardından ,başbakan David Cameron , seyahatini kesip ülkeye geri dönmüş ve kurmaylarını alarma geçirmişti  ya,

Başbakanın bu tuhaf davranışının! ardından ülkede  “terör alarmı” verildi!

İstihabarat birimleri saldırganları uzun süredir takip ediyormuş meğerim!

Ne kerametse , bu saldıganlar hep önceden bilinip takibe alınıyor ama hep , ölü öldükten! sonra yakalanıyorlar!

Ben bi bizde var sanıyordum ama ,Boston ve Londra olaylarının ardından gördük ki , bu iki muhterem medeniyette de oluyormuş!...hayret!

Bir başka iddia da , saldırganlardan birine , iç istihbarat biriminin birlikte çalışma teklif ettiği!

Falan filan...

O kısımlar bizi ilgilendirmez.

Biz ,hiçbir ülkenin “iç işlerine” karışmamayı şiar edinmiş bir politik prensibin ahvadıyız!   

Sonacııma , bu Cameron geçen hafta ertelediği ,İspanya seyahatini bu hafta sonu gerçekleştirip , İbiza adasında tatil yapmış , bir de üstüne üstlük fotograf çektirip basına servis etmiş!

Hal böyle olunca  ,İngiliz gazeteleri Cameron’a vermişler odunu , vermişler odunu!

Yok efendim , gazetelerin bir yanına , askerin öldüğü caddeye bırakılan çiçekler ve ağlayan bir ziyaretçinin görüldüğü , diğer yanına başbakanın tatil fotografını koyup , birinin üzerine “hell” (cehennem) diğerinin üzerine “hol” (tatil) yazmasınlar mı! ,

“başbakan , ülkemiz terör krizinin ortasında  ve siz İbiza’ya tatile gitmeye karar verdiniz! ,demeler mi dersiniz!

“başbakan , İbiza yeterince dinlendirici mi?” diye sormalar mı dersiniz!

Bu biçimde taşkınlıklar  , halkı galeyana getirmeler!

Bu arada İngiliz basını , ülkemizde de bir galeyan politikası güdmeye karar vermiş olacak ki , çok tartışılan alkol yasağını haber yapmaya kalkmış!

Daily Telegraph gazetesinin Türkiye muhabiri “ismini vermek istemeyen” vatandaşlarla röportajlar yapmış!

“ismini vermek istememe” meselesi de tuhaf bir “fişlenme paranoyası” akla getiriyor ya neyse!

E belki de haklılar , çünkü konuşanlardan biri ,Beyoğlu’nda bir tekel bayii sahibi!

Aman diim!

Demiş ki ;

“Bu uygulama , İslami faşizmdir”

Bir başkası , uygulamanın “laikliğe aykırı” olduğunu söylemiş.

Bu yorumu çok doğru bulduğumu söyleyemem , çünkü modern kavramlar , bu tür şeylerler ilgilenmez...bunlarla ilgilenenler sadece zihniyetlerdir!

Ama dostumuzun ne demek istediğini anladık tabii!

Gazete , “uygulama  ,her yıl Türkiye’ye gelen 2,5 milyon  ,İngiliz başta olmak üzere , 30 milyon  turisti etkiler mi etkilemez mi bu belirsiz” diyor!

Etkilemez korkmayın , bu önlemler sizin için değil , bizim için alınıyor!

Tıpkı turizm de örnek aldığımız , Dubai  ve başka arap ülkeleri gibi...oraya gittiğiniz de siz her naneyi yiyebilirsiniz ama bir Dubai’li o imkanların önünden bile geçemez!

Çünkü ,"inançları" onlara “o şeyleri” , YAPMA! diyor!

O sebeple de , akın akın buraya geliyor Araplar!

Burada özgürler!

Saç’ta ektiriyorlar , estetik ameliyat da yaptırıyorlar , içki de içiyorlar , alemler de yapıyorlar!

Oysa inanç dediğin şeyin , ülke hudutları ile alakası yok aslında değil mi?

Yani ben ömrümde bilmem ki , yurt dışına giderken , gümrükten geçtiğim an , aniden put’lara tapmaya başladığımı!

Bu arada görüşü alınan , Londra merkezli bir seyahat firmasının yetkilisi ;

“Erdoğan , Türkiye için olumlu adımlar atmıştır  ama bu “alkol kısıtlaması” bizi biraz kaygılandırdı ve bu Türkiye’yi biraz daha tutucu ,muhafazakar ve özgürlüğünü kaybediyor gibi gösteriyor” demiş!

“Fakat bunun Türkiye’yi daha  az cazip bir yere getireceğini sanmıyorum  , çünkü İngilizler buraya sadece içmeye değil, arkeoloji için , tarih için de geliyor”  diye de eklemiş!

Şimdi o zaman hepten yedik naneyi!

Bir turizmci olarak etrafına daha bir dikkatli bakmasını beklerdim doğrusu!

Çünkü bu ülkede , arkeolojik kazı artık yapılamaz!
Yapılsa da “aman bunu şimdi koruyamayız” kafasıyla geri örtülür ! (var bunun örnekleri araştırın)

Yol yapacağım diye kazdığın tarihi dokuların altından çıkanlara , devlet diliyle “çanak çömlek “ adı verildiği için bunların pek bir kıymeti yoktur!

Yüz yıllardır , gün yüzünde olan değerli yapılar yıkılır bu ülkede!

Neden biliyormusun?

Çünkü , tarihin üzerine dökülecek asfalt , o yapıdan daha kıymetlidir!

O yüzden vatandaşını uyarmak lazım artık görecek tarihte bulamayacaklar!

Tıpkı “yerli silikon vadisi” örneğinde olduğu gibi , teknoloji ve modernizm bizde sadece arazi ile ilişkilendirilir!

Peki biz neden mi bu haldeyiz?

Çünkü biz oylarımızı , bilinçle değil , ahbap çavuş ilişkisi ile basarız pusulalara!

Sizin sokak ortasında bir askeriniz hunharca öldürüldüğünde terör alarmı verir , başbakanınızı ,yerden yere vurursunuz!

Ama ,bizim sokaklarımız da , asker , sivil , çocuk, genç , yaşlı demeden öldürüldüğünde hiç biriniz bunu yazamazsınız!

Çünkü siz de , biz de çok iyi biliriz ki , ağzımıza o “susturucu”yu takan el , aynı eldir!

Ve o el , bizim gibi coğrafyalarda , terörü ,halkları bölmeye çalışarak , bizzat kendi yaratır!

Ve onların , hudutları geçmek için hiçbir pasaporta ihtiyacı yoktur!

Şimdi de , İstanbul’un göbeğinde ,sizinde vatandaşlarınızın şehre giriş yaptığı meydanın hemen ortasındaki canım Gezi parkını ,gece yarısı aniden , sinsi gibi yıkmaya başladılar!

Neden biliyor musunuz?

Çünkü sizi de ,bizi de , susturanların verdiği yetkiyle , ne kan’a , ne de para’ya doymadılar!







27 Mayıs 2013 Pazartesi







KAMU SPOTU  36


YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN BÜLENT ERSOY!


Hafta sonu , akşamları sokağa çıkmıyoruz yıllardır.

Biz yani...çıkan çıkıyor tabii...

Bizim mazeret klasik :

Çok kalabalık...çok gürültülü...çok trafik...falan filan bilirsiniz işte.

Ne mi yapıyoruz?

Ne yapacağız evde oturup belgesel izliyoruz!

Hadi len!

Bildiğin çakur çukur oynayan tipleri izliyoruz televizyonda!

Bize her hafta sonu , 1981 yılbaşı gecesi!

Kucağımda meyve kasesi , elma ayıklayıp manitaya servis!

Retro akşamlar!

Eskiden , eskiye , "nostalji" derdik, şimdi "retro" diyoruz!

Eskiyi bile eskittik , yerine yenisini koyduk!

Ağır felsefik halk hareketi!!!

Velhasıl , bu hafta sonu Popstar yarışması , İBBŞ peyzaj mimarlarının küçük dokunuşlarıyla daha da renklenmişti!

Malum, Bülent Ersoy’un kendi itirafıyla da pekişen abartısı ,damgayı vurdu geceye!

Benim manita pek ilgili değil böyle işlerle.

Ama ben genel kültür! olarak  hepsine bakmayı şiar edindiğim için , o da sebepleniyor garip!

Açtım kanalı , bu şok!

Suratındaki aptal ifadeyi daha evvel hiç görmemiştim!

Ben alışığım tabii...müthiş bir metanet o sırada bende...

Yaklaştı televizyona , her noktasını inceliyor!

“bak bak kafasındaki yetmezmiş gibi elinde de çiçek var!” dedi.

“mikrofon o!” deyince , bizim bey , şok and miles!

Evlerinizde böylesi hayretler yaşamamanız için bir halk hizmetine başlıyorum!

“Yeni başlayanlar için Bülent Ersoy” ...akademik bir çalışma olacak ama sizinde anlayacağınız dilde yazacağım merak etmeyin!

Bu arada , Popstar’daki bütün amatör şarkıcılar , Serdar Ortaç’tan daha iyi şarkı söylemiyo mu allasen?



HAKKIMI HELAL ETMİYORUM!


Ekonomi bakanı Zafer Çağlayan ,tedavisinden kalkıp hasta hasta katılmaya çalıştığı  MÜSİAD toplantısına ,rötar nedeniyle gecikmiş ve çok sinirlenmiş!

“Böyle şey olmaz hakkımı helal etmiyorum!” da demiş!

Akabinde , Binali Yıldırım , “10 sene de şunları şunları yaptık , böyle ufak tefek şeyler olur, abartılmamalı!” mealinde cevap vermiş.

Şimdi öncelikle ,böyle olur  “bakan romantizmi” diyelim geçelim!

Adam içerlemiş sonuçta!

Ama ortada bir ayıp var ve THY koca bakanı üzdüyse ,bu ayıbın temizlenmesi  ve THY’nin grevi derhal  bitirmesi gerekir!!!

Not: bu arada , sözleşmiş gibi tüm bakanlar , nedense , “son 10 yılda” partilerinin “neler neler” yaptıklarını cümle içine sıkıştırmaya başladı dikkat ettiniz mi?

Bir tür hafıza yenileme operasyonu gibi!

Galiba onlar da bizim , ne kadar “balık hafızalı” bir toplum olduğumuz gerçeğini hatırladı!

“bak bunlar oluyor ama , bunlar bunlar bunlar da olmuştu!”

Hayırdır memlekette ters giden birşeyler mi var da bize yapılan hizmetler hatırlatılıyor?

Ve aman dikkat ! ya hafıza iyicene açılırda herşeyi hatırlarsak?



ÖPÜŞME EYLEMİ!


Ankara metrosunda ki öpüşme eylemine , karşı grup ,döner bıçaklarıyla girdi!

Al sana yine orantısız güç işte!

İnsan bir kuş öpücüğü, bir elele tutuşma , ne bileyim , şöyle bir manitanın omuz başına dokunma , filan gibi bir karşılık verir!

Demiyorum ki yatır da …!

Ayrıca , ABD’li araştırmacılar , sağolsunlar , öpüşmenin bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği ve yaşlanmayı yavaşlattığını bulmuş!

Ömrü 5 yıla kadar uzatmakla kalmıyor , memnuniyet ve iç huzuruda arttırıyormuş!
Öpmeyi sevenler daha sağlıklı , mutlu ve çekici oluyorlarmış!

Ulen şu lafı bir bilim adamı değilde ,bir ulema söylese , parklarda oturacak yer bulamazdık yemin ederim!

Geçen yıl  metroda ,sadece 5 duraklık bir mesafede yanımda oturan adamcağızla koyu bir sohbete girmiştik.

O kadarlık sure içinde , yitirdiği karısı ,büyüttüğü çocukları ve yeni eşi ile ilgili hikayelerini dinledim.

5 saatlik sohbete yeğ tutarım.

Hülasa ,şöyle demişti inmeden ;

“Seni seviyorum deyin , bu şeytanı öldürür , ateşi söndürür!”








24 Mayıs 2013 Cuma







KAMU SPOTU  35



SENİN SÖZÜNE ,BENİM SÖZÜM DENGESİ!...


Her  politikacı birbiri için aşağı yukarı aynı sözleri söyleyerek yapar muhalefetini.

Bir bakarsınız , muhalefet , hükümete ;

“bunlar statükocu!” der ,

sonra öbür yana dönersiniz , hükümette;

“ tepeden inmeci bir anlayışla yapılan uygulamalar vardı ,millet adına , millete rağmen uyguluyorlardı! bunların geçmişindeki statükocu zihniyeti kıracağız!” ,der!

Öze baktığında , her iki tarafın da aslında “statüko”yu koruduğunu yani , kendi yararttıkları mevcut düzeni kırmak için en ufak birşey yapmadıklarını görürüz.

Yani hükümet , muhalefete ;

“Tek parti rejiminde öteye gidemediler !”  derken , küçük vurgular ve laf ustalıklarıyla kendilerini kayırıp durur.

Muhalefette , yapılan bu haklı eleştirinin üzerine yeni bir cümle ekleyemediği için yönetimler işte böyle fasit daire içinde dönenip durur!

Sonra ne mi olur?

Sonra ;

Ölüler , ölür...

Yangınlar , yanar!

Verilecek cevaplar az , yada konjonktür gereği yok ise , güzel uykulardan feragat edilip , sabahlara kadar çalışılıp torba yasalar çıkarılır!

Kalfalıktan , çıraklığa , çıraklıktan da ustalığa! geçiş dönemi yaşayıp , “profesyonel vatandaşlar” olamadığımız için de dikkatimiz çabucak dağılır!

Önem sıramızı sosyal medyanın TT listeleri belirler!

Özgürlüklerimizin peşinden koşacağız ve onları savunacağız derken , özgürlüğün tanımını , alkollu içecekler yada türban kullanımı gibi şeylerle çizip (önemsiz olduğunu savunmuyorum) , makul katkılarla atıl durumdan kurtarılıp işlemeye başlayabilecekken , üç otuz paralara satılan  öz değerlerimizi özgürlük tanımlarımız içine almayı es geçeriz!

Bu arada , aydınlar hala içerdedir!, gazeteci Özgür Mumcu’ya , sonuçlanmış bir dava üzerine yazdığı yazı sebebiyle “yargılamayı etkilediği ,hakim ve savcıları hedef gösterdiği” gerekçesiyle soruşturma açılır !

İşte bunun gibi şeyler olur ama pek çoğumuzun bunlardan haberi olmaz!

Günlük politikalar yaşamımızın özü’dür!

Onlar ne derse biz onu tartışırız.

Çünkü ilgimizi neyin çekeceğini gayet iyi bilirler!

Gelmiş geçmiş tüm politikacıları her konuda eleştirebiliriz belki ama bir konu hariç!

Tamamı , bu ülkenin dinamiklerini ve dolayısıyla insanını çok iyi tanıyordu!

Çıkaracakları  kıvılcımın ne kadar süre ile parlayacağını dahi bildikleri için , geri plandaki işlerin vadesine göre , elde hep yedeklerle gittiler!

Bugün itibariyle ;

Çözüm süreci ve akilleri konuşuyormuyuz?

Yapılması önlenen  protestoları?

Protesto yapabilme hakkı için, yapılan protestoları!...?

Ve  yenilen gazları?

Emek sinemasını?

Bakan Bayraktar’ın cebine para sıkıştırdığı , kanser hastası Dilek Özçelik’in şu an ki durumunu?

1 mayıs’ta , polisin attığı gaz bombasının kovanıyla başından ağır yaralanan ve günlerce yoğun bakımda kalan ve yatacak hastane bulamayan marjinal! Dilan’ı?

THY grevini?

Futbol terörüne kurban giden , Burak Yıldırım’ı?

Reyhanlı katliamını?

Sizce de çok hızlı değil mi?

Eh be arkadaş bizde insanız!

Oysa bunların hepsi “son 1 ay” içinde oldu!

Yeni gündemler kapıda!

Alkol önergesinin kabulu ile patladı ortam!

Birde üstüne başbakan çıkıp , “ufacık çocukların , gece gündüz kafa kıyak dolaşmasını istemiyoruz!” sözleriyle pekiştirince al sana hafta sonu TT lideri!

Sonra , Ankara metrosunda  yapılan “sayın yolcularımızı” edep’e çağıran anons var !

Bu arada , “edepsiz” davrandığı düşünülenler yarın (25 mayıs Cumartesi 18:30) metroda “edepli öpüşme eylemi” yapacaklarmış bilginize!

Ankara’da olsam gidip "edepli"ce manitayı öperdim!...ama sözüm olsun , yarın tam 18:30’da bende İstanbul’da manitanın dudaklarına yapışacağım!

Bu arada umarım yerin dibinde kimseye gaz sıkmazlar!

İşte böyle...bu yazı yazılana dek olan “gerçek gündem” bunlardı.

Neleri atladım yada arka sokaklarda neler oluyor ?

Bende sizin gibi hiçbirşey bilmiyorum.

Herkese mutlu hafta sonları...TT’ler de buluşuruz...;)
   

23 Mayıs 2013 Perşembe






KAMU SPOTU 34



YERLİ MALI SİLİKON...


Başbakan yanlız dünya gözüyle değil , Google gözüyle de gördü ya Silikon Vadisini , anında memlekette arazi bakılmaya başlandı!

“Uygarlığın mimarları” harekete geçti!

Şimdi , Gebze diye konuşuluyor ama , geçen , Cumhurbaşkanı memleketinde temaslardayken kurmayları ;

“buraya da ne güzel Silikon Vadisi olur hee!” diye konuşuyorlardı , pilavın yanına bir de kuru döktükmüydü kafasıyla!

Eugene’cim  sen , sizin vadiyi anlatırken sadece oyuncakları göstermedin değil mi?

Yani sizin oranın yanlızca araziden ibaret birşey olmadığını ,

orada çalışanların tamamına müthiş hayat standartları sağladığınız halde , karşılığında ,şartarınız arasında , orada projeler üretecek olan senin gibi diğer Eugene’lerden bazı beklentilerinizin olduğunu ,

aile üyelerinin bile, o da sadece 1. Derece yakınların , yılda sadece bir kere ziyaretinize gelebildiklerini ;

öyle , “bi arkadaşa bakıp çıkıcam “ olaylarının pek olmadığını ,

efenime söyliiim sizinde öyle canınızın istediği gibi sağa sola gitmenizin pek mümkün olmadığını ,

olur da vazgeçtiniz , ben oynamıyorum dediğiniz vakit , arkanızdan bir tas su dökerek uğurlamadıklarını ,

en az 5 yıl hiçbirşey yapmadan ve herhangi bir yeni bilgiye sahip olmadan , vadi sınırları içinde kalmanız gerektiğini ,

çünkü sizin ordaki teknolojilerin , bugün dünyada kullanılan teknolojinin en az 25-30 sene  ilerisinde olduğunu ,

bu sebeple azad edilmeniz için varolan bilgilerinizin eskimesi gerektiğini ,

Silikon Vadisi denilen şeyin , satın alınan bir Tv formatından öte birşey olduğunu ,

bizim daha tv yada sinemayla ilgili yapılan bir etkinlikte bile  “oscar” algısınızın dışına çıkamayıp  ,”yerli oskarlarımızı” dağıttığımızı,

vadiye karşı olası bir dış saldırı tehlikesinde , “mobese kameralarımız kayıtta değil di!” gibi bir mazeret üretemediğinizi,

teknoloji vadisi kurup , orda dijital saat tamir etmenin manasız olacağı çünkü bunun, Eminönün’deki , kadim orhan usta tarafından da gayet güzel yapılabildiğini ,

teknolojinin birazda, güvenlikle ilgili de olduğunu filan söylemişsindir değil mi?

Yok yani haybeye heveslenmeyelim milletçe!

Ha  Eugene’cim bak aklıma geldi , biz bir de yerli araba filan da yapalım istiyoruz ama nerden başlayacağımızı pek te bilmiyoruz doğrusu!

Bu  Alman’lara , İtalyan’lara pek sormak istemiyoruz...gerçi aramız iyi gibi ama geçmişte bizim eski savaşlarda filan bi kaç kere bizi kadırdılardı, ben şimdi burda uzun uzun anlatmayayım ,sen bi google’la bulursun orda!

Neyse, diyorum ki sizin sanayi de filan tanıdık bi usta varsa , bi görüştür de , başımızda bi büyük olsun!

Hani şu İspanyollar , dalıpta çıkamayan denizaltı yapmış ya , aman diyim , bizde bu tür “minik” bir teknik hata yapıp , 0’dan 10km’ye 30 saniye de çıkan araba yapmayalım sakın!

Malum o sürate bizim inşaattaki el arabası da ulaşıyor...maazallah madara olmayalım aleme!  

Eugenecan be bi el at bizim şu teknoloji işlerine gözünü seveyim!...

Ha? 

Hadi öptüm cancan!