KAMU SPOTU 32
ZAMAN MAKİNASI!
sokakroportajlari.com
diye bir internet sitesini gezdim , çok
eğlenceli bir yer...
Ellerine almışlar
bir kamera , sokağa çıkıp insanlara envai çeşit soru soruyorlar.
Aklınıza ne
gelirse...
Aşklı meşkli
olanları da var, sınav sorulu , zamlı , gazlı , politikli , sivilli , ayranlı ,
apaçi’li olanıda...
Her yaştan , her
kesimden insan cevap veriyor.
Bazısına katıla
katıla gülüyorsun , bazısı ,sinirden tırnak kemirtiyor insana!
Ama olsun hepsini
bir arada görüyorsun işte.
Bir hayli de
izleniyor videolar bu arada...geç keşfettim pişmanım.
Çok iyi fikir
ellerine sağlık.
Ne şartlarda
çalışıyorlar bilmiyorum ama ,sokağa sorulacak o kadar çok gündem var ki ,keşke
daha sık güncelleseler.
Sorulardan biri ,
“zaman makinanız olsa nereye gitmek
isterdiniz?”
Dünya kadar insan
cevap vermiş bu soruya, ancak büyük bir çoğunluğunun , zaman makinası “
gerçeğini” ( değilse bile söylemeyin
hazır değilim hayalimde hep var olarak kalsın istiyorum!”) bir tür “toplu
taşıma aracı” olarak görmesi bombaydı sahiden de!
Bu ülkede tonla
fantastik unsuru! benimseyebiliyoruz , koskoca “zaman makinası fantazyası” na
kayıtsız kalıyoruz !!!
İnanılır şey
değil doğrusu!
Neyse gelen
cevaplar , genelde şöyle ;
Avrupa ’ya gitmek
isterdim!
İtalya , İspanya
gibi güzel yerler gitmek isterdim! filan...
Back to the
future serisi başta olmak üzere , Contact , Forrest Gump , efenime söyleyeyim
son dönem Danzel Washinton’un nefis
performansı Flight’ın ve daha pek çok süper filmin yönetmeni Robert Zemeckis’in
, Los Angeles’ta bir film okulu var.
Zemeckis
baba daha ziyade kurgu – bilim işler seviyor diye de
sanmayın ki , öyle bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir yer!
Aksine , son
derece mütevazı , prodüksiyon ,kurgu, çalışma, toplantı,müzik,derslik filan
gibi her film okulunda olan odalara sahip , normal bir okul.
Belki bu okulu
diğer normal okullardan ayıran şey , girer girmez , duvarlar boyunca asılı
olan , Zemeckis prodüksiyonlarının
afişleri olabilir belki!
Yani o filmlere
pek mütevazı diyemeyiz!
Neyse dyeceğim su
;
Zemeckis’in
okulundan içeri daha adımını atmadan , kapının önünde , yani belki bir paspasın
durması gereken yerde , gelenleri karşılayan yazı beni yere çivilemişti!
REALTY İS ENDİNG
HERE!
Bir sinemacının ,
mesleği tarifi bu kadar net olabilir!
İşte , “zaman
makinanız olsa nereye gitmek isterdiniz” sorusuna bizden gelen yanıtlar , bana bu yazıyı
hatırlattı!
Hayallerimizin
bile bu kadar kısır bırakıldığı bir coğrafyada yaşıyoruz!
Yarın önümüze
“hayal” bu ya ! , bir zaman makinası koysalar , akbil basmadan geçmeyi bile kar
sayıp , “nasıl atlattım zibidiyi!” diye seviniriz belki de!
Hmmm...çok mu
haksızlık ettim?
Tamam tamam , iki
tane de bomba cevap vardı röportajlar arasında!
Adamın biri
soruya , “hani başbakan hep 2023 deyip duruyor ya , ha işte o 2023’e gidip ne
yapmış bakalım diye bir yoklamak isterdim!”
diyor!
Bir delikanlı
da , “ kadınlar hamamına gitmek
isterdim!” diyor!
Eh hayal
durumumuz pek parlak olmasa da , mizah yeteneğimiz fena sayılmaz ha?
NASREDDİN HOCA!
Hayal durumu
demişken , geçen gün bir fotograf dolaşıyordu internette, rivayete göre yeni
nesil! ders kitaplarından bir sahife...
“Hayal kurma”in
bizdeki seviyesinin ispatı niteliğinde...
Türk mizahına yön
veren , her ne kadar gerçek hikayeleri ,
halk arasında dolaşanlar kadar edepli olmasa
da tadından yenmez ,o ayrı da , bu denli müthiş bir figürün ,
yeni nesil müfredattçılar! tarafından basılmış , oldukça yeni bir hikayesi bu!
Hoca Nasreddin
birgün ;
Yaaa , “işte
şimdi kuşa benzedin!”
Bu fotografı görünce , Pertev Naili'nin Nasreddin Hoca kitabını çektim kütüphaneden bir kez daha , arka
kapataki sözlere hak verdim yine...
Diyor ki yayın
evi arka kapakta ;
...”Nasreddin
hoca’yı biz böyle bilmezdik!”.
Bu cümle ufkumuzda , “biz Hoca’yı böyle istemiyoruz” un bir
çevirisi...Karagöz metinlerindeki gibi , ayıklanmış ,aklanıp paklanmış,,bu
yoldan yükü atılmış bir “corpus’te uzlaşılmasıydı amaç;
Aşırılık
fazlalıktı,halk kaynaklı bir bilgeliğin halkı korumak , ola ki kendinden
korumak için törpülenmesiydi hedeflenen.
Boratav’ın ulaştığı
el yazmalarına şüpheyle bakanlar gördüm , duydum...
Hiç yabancı değil
değil mi?
Meraklısına not :
Pertev Naili Boratav – Nasreddin Hoca – Kırmızı yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder