21 Mayıs 2013 Salı







KAMU SPOTU  32


ZAMAN MAKİNASI!


sokakroportajlari.com diye bir  internet sitesini gezdim , çok eğlenceli bir yer...

Ellerine almışlar bir kamera , sokağa çıkıp insanlara envai çeşit soru soruyorlar.

Aklınıza ne gelirse...

Aşklı meşkli olanları da var, sınav sorulu , zamlı , gazlı , politikli , sivilli , ayranlı , apaçi’li olanıda...

Her yaştan , her kesimden insan cevap veriyor.

Bazısına katıla katıla gülüyorsun , bazısı ,sinirden tırnak kemirtiyor insana!

Ama olsun hepsini bir arada görüyorsun işte.

Bir hayli de izleniyor videolar bu arada...geç keşfettim pişmanım.

Çok iyi fikir ellerine sağlık.

Ne şartlarda çalışıyorlar bilmiyorum ama ,sokağa sorulacak o kadar çok gündem var ki ,keşke daha sık güncelleseler.

Sorulardan biri , “zaman makinanız  olsa nereye gitmek isterdiniz?”

Dünya kadar  insan  cevap vermiş bu soruya, ancak büyük bir çoğunluğunun , zaman makinası “ gerçeğini”  ( değilse bile söylemeyin hazır değilim hayalimde hep var olarak kalsın istiyorum!”) bir tür “toplu taşıma aracı” olarak görmesi bombaydı sahiden de!

Bu ülkede tonla fantastik unsuru! benimseyebiliyoruz , koskoca “zaman makinası fantazyası” na kayıtsız kalıyoruz !!!

İnanılır şey değil doğrusu!

Neyse gelen cevaplar , genelde şöyle ;

Avrupa ’ya gitmek isterdim!

İtalya , İspanya gibi güzel yerler gitmek isterdim! filan...

Back to the future serisi başta olmak üzere , Contact , Forrest Gump , efenime söyleyeyim son dönem Danzel  Washinton’un nefis performansı Flight’ın ve daha pek çok süper filmin yönetmeni Robert Zemeckis’in , Los Angeles’ta bir film okulu var.

Zemeckis baba  daha  ziyade kurgu – bilim işler seviyor diye de sanmayın ki , öyle bir dudağı yerde bir dudağı gökte bir yer!

Aksine , son derece mütevazı , prodüksiyon ,kurgu, çalışma, toplantı,müzik,derslik filan gibi her film okulunda olan odalara sahip , normal bir okul.

Belki bu okulu diğer normal okullardan ayıran şey , girer girmez , duvarlar boyunca asılı olan  , Zemeckis prodüksiyonlarının afişleri olabilir belki!

Yani o filmlere pek mütevazı diyemeyiz!

Neyse dyeceğim su ;

Zemeckis’in okulundan içeri daha adımını atmadan , kapının önünde , yani belki bir paspasın durması gereken yerde , gelenleri karşılayan yazı beni yere çivilemişti!

REALTY İS ENDİNG HERE!

Bir sinemacının , mesleği tarifi bu kadar net olabilir!

İşte , “zaman makinanız olsa nereye gitmek isterdiniz” sorusuna  bizden gelen yanıtlar , bana bu yazıyı hatırlattı!

Hayallerimizin bile bu kadar kısır bırakıldığı bir coğrafyada yaşıyoruz!

Yarın önümüze “hayal” bu ya ! , bir zaman makinası koysalar , akbil basmadan geçmeyi bile kar sayıp , “nasıl atlattım zibidiyi!” diye seviniriz belki de!

Hmmm...çok mu haksızlık ettim?

Tamam tamam , iki tane de bomba cevap vardı röportajlar arasında!

Adamın biri soruya , “hani başbakan hep 2023 deyip duruyor ya , ha işte o 2023’e gidip ne yapmış bakalım diye bir yoklamak isterdim!”  diyor!

Bir delikanlı da  , “ kadınlar hamamına gitmek isterdim!” diyor!

Eh hayal durumumuz pek parlak olmasa da , mizah yeteneğimiz fena sayılmaz ha?


NASREDDİN HOCA!

Hayal durumu demişken , geçen gün bir fotograf dolaşıyordu internette, rivayete göre yeni nesil! ders kitaplarından bir sahife...

“Hayal kurma”in bizdeki seviyesinin ispatı niteliğinde...

Türk mizahına yön veren , her ne kadar gerçek hikayeleri  , halk arasında dolaşanlar kadar edepli  olmasa da  tadından yenmez  ,o ayrı da , bu denli müthiş bir figürün , yeni nesil müfredattçılar! tarafından basılmış , oldukça yeni bir hikayesi bu!

Hoca Nasreddin birgün ;



Yaaa , “işte şimdi kuşa benzedin!”

Bu fotografı  görünce , Pertev Naili'nin Nasreddin Hoca  kitabını çektim kütüphaneden bir kez daha , arka kapataki sözlere hak verdim yine...

Diyor ki yayın evi arka kapakta ;

...”Nasreddin hoca’yı biz böyle bilmezdik!”.

Bu cümle ufkumuzda  , “biz Hoca’yı böyle istemiyoruz” un bir çevirisi...Karagöz metinlerindeki gibi , ayıklanmış ,aklanıp paklanmış,,bu yoldan yükü atılmış bir “corpus’te uzlaşılmasıydı amaç;

Aşırılık fazlalıktı,halk kaynaklı bir bilgeliğin halkı korumak , ola ki kendinden korumak için törpülenmesiydi hedeflenen.

Boratav’ın ulaştığı el yazmalarına şüpheyle bakanlar gördüm , duydum...

Hiç yabancı değil değil mi?


Meraklısına not : Pertev Naili Boratav – Nasreddin Hoca – Kırmızı yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder