24 Mayıs 2013 Cuma







KAMU SPOTU  35



SENİN SÖZÜNE ,BENİM SÖZÜM DENGESİ!...


Her  politikacı birbiri için aşağı yukarı aynı sözleri söyleyerek yapar muhalefetini.

Bir bakarsınız , muhalefet , hükümete ;

“bunlar statükocu!” der ,

sonra öbür yana dönersiniz , hükümette;

“ tepeden inmeci bir anlayışla yapılan uygulamalar vardı ,millet adına , millete rağmen uyguluyorlardı! bunların geçmişindeki statükocu zihniyeti kıracağız!” ,der!

Öze baktığında , her iki tarafın da aslında “statüko”yu koruduğunu yani , kendi yararttıkları mevcut düzeni kırmak için en ufak birşey yapmadıklarını görürüz.

Yani hükümet , muhalefete ;

“Tek parti rejiminde öteye gidemediler !”  derken , küçük vurgular ve laf ustalıklarıyla kendilerini kayırıp durur.

Muhalefette , yapılan bu haklı eleştirinin üzerine yeni bir cümle ekleyemediği için yönetimler işte böyle fasit daire içinde dönenip durur!

Sonra ne mi olur?

Sonra ;

Ölüler , ölür...

Yangınlar , yanar!

Verilecek cevaplar az , yada konjonktür gereği yok ise , güzel uykulardan feragat edilip , sabahlara kadar çalışılıp torba yasalar çıkarılır!

Kalfalıktan , çıraklığa , çıraklıktan da ustalığa! geçiş dönemi yaşayıp , “profesyonel vatandaşlar” olamadığımız için de dikkatimiz çabucak dağılır!

Önem sıramızı sosyal medyanın TT listeleri belirler!

Özgürlüklerimizin peşinden koşacağız ve onları savunacağız derken , özgürlüğün tanımını , alkollu içecekler yada türban kullanımı gibi şeylerle çizip (önemsiz olduğunu savunmuyorum) , makul katkılarla atıl durumdan kurtarılıp işlemeye başlayabilecekken , üç otuz paralara satılan  öz değerlerimizi özgürlük tanımlarımız içine almayı es geçeriz!

Bu arada , aydınlar hala içerdedir!, gazeteci Özgür Mumcu’ya , sonuçlanmış bir dava üzerine yazdığı yazı sebebiyle “yargılamayı etkilediği ,hakim ve savcıları hedef gösterdiği” gerekçesiyle soruşturma açılır !

İşte bunun gibi şeyler olur ama pek çoğumuzun bunlardan haberi olmaz!

Günlük politikalar yaşamımızın özü’dür!

Onlar ne derse biz onu tartışırız.

Çünkü ilgimizi neyin çekeceğini gayet iyi bilirler!

Gelmiş geçmiş tüm politikacıları her konuda eleştirebiliriz belki ama bir konu hariç!

Tamamı , bu ülkenin dinamiklerini ve dolayısıyla insanını çok iyi tanıyordu!

Çıkaracakları  kıvılcımın ne kadar süre ile parlayacağını dahi bildikleri için , geri plandaki işlerin vadesine göre , elde hep yedeklerle gittiler!

Bugün itibariyle ;

Çözüm süreci ve akilleri konuşuyormuyuz?

Yapılması önlenen  protestoları?

Protesto yapabilme hakkı için, yapılan protestoları!...?

Ve  yenilen gazları?

Emek sinemasını?

Bakan Bayraktar’ın cebine para sıkıştırdığı , kanser hastası Dilek Özçelik’in şu an ki durumunu?

1 mayıs’ta , polisin attığı gaz bombasının kovanıyla başından ağır yaralanan ve günlerce yoğun bakımda kalan ve yatacak hastane bulamayan marjinal! Dilan’ı?

THY grevini?

Futbol terörüne kurban giden , Burak Yıldırım’ı?

Reyhanlı katliamını?

Sizce de çok hızlı değil mi?

Eh be arkadaş bizde insanız!

Oysa bunların hepsi “son 1 ay” içinde oldu!

Yeni gündemler kapıda!

Alkol önergesinin kabulu ile patladı ortam!

Birde üstüne başbakan çıkıp , “ufacık çocukların , gece gündüz kafa kıyak dolaşmasını istemiyoruz!” sözleriyle pekiştirince al sana hafta sonu TT lideri!

Sonra , Ankara metrosunda  yapılan “sayın yolcularımızı” edep’e çağıran anons var !

Bu arada , “edepsiz” davrandığı düşünülenler yarın (25 mayıs Cumartesi 18:30) metroda “edepli öpüşme eylemi” yapacaklarmış bilginize!

Ankara’da olsam gidip "edepli"ce manitayı öperdim!...ama sözüm olsun , yarın tam 18:30’da bende İstanbul’da manitanın dudaklarına yapışacağım!

Bu arada umarım yerin dibinde kimseye gaz sıkmazlar!

İşte böyle...bu yazı yazılana dek olan “gerçek gündem” bunlardı.

Neleri atladım yada arka sokaklarda neler oluyor ?

Bende sizin gibi hiçbirşey bilmiyorum.

Herkese mutlu hafta sonları...TT’ler de buluşuruz...;)
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder