19 Nisan 2013 Cuma





KAMU SPOTU 10


MARİLYN MONROE ÖLDÜ!


Özellikle ABD’de hayatta olan / olmayan her ünlü için onlarca biyografi kitabı yazılır.

Bunun en net kanıtını LA’da girdiğim bir kitapçıda görmüştüm.

O meşhur Walk of Fame dedikleri  Yıldızlı Yol üzerinde bir kitapçı dükkanıydı bu ve sadece biyografi kitapları ve posterler satıyordu.

Bir dükkanda sadece biyografi  kitabı satılıyorsa , düşünün siz Amerikalıların kitap yazma hızını...!

Bununla birlikte “özel hayat” merakını !

Kitapların çoğunun arka kapağında da  kitaba dair gazetelerde çıkmış  , 5 yıldız, aslan marka övücü yorumlar.

Şayet  Amerikan televizyonlarından birinde birgün 15 dakikalığına da olsa göründüyseniz , gün gelipte hakkın rahmetine kavuşsanız  bile meraklı bir Amerikalı’nın kaleminden kurtulma şansınız yoktur!

Bunu bilin de!

Orada ölüm dosyaları kolayına kapanmıyor... hayır  federal polis kapatsa , birinin aklına düşmeniz yetiyor yeniden açılmanız için.

Amerika’da ölmek zor iki gözüm!

Efsane Elvis öleli 36 yıl oldu ! Ama onunla ilgili meraklılar hala hayatta...

Amerikalı  yazar Mary Roach , kitabı “Gulp” ‘ta Elvis’in aslında uyuşturucu etkisine bağlı kalp krizinden değil de “kabızlıktan” gittiğini anlatıyor !

Bazı şaibeli hallerde , merak  edip işin ucunu bırakmayıp gerçeklere ulaşmak harika birşey.

Ama bir adamın ölümünün üzerinden 36 yıl geçtikten sonra onun aslında bağırsaklarının kalınlaştığı için öldüğünü , hele ki bu Elvis ise !!! hadi be ordan Elvis’ler sıçmaz ki!

Tanrım bu bir Elvis için kabul edilemez bir ölüm biçimi!

Bu bilgi ortalama bir Amerikalı için “neee Elvis sıçıyomuymuş? “ yada  “ vay be koca Elvis sıçamadığı için cartayı çekmiş ben burda potur potur sıçıyorum adaletin bu mu dünya? “ etkisi yaratıp toplu intiharlara kadar gider!

Gram abartıyorsam ne olayım...ortalama bir Amerikalıysanız valla gider!

Merak bazen toplum üzerinde tehlikeli haller yaratır Mary !

Gerçi; 

“ Durun ! Elvis ölmedi ! daha geçen gün onu Milli parkta dev Jotun ağacının altındaki bankta otururken gördüm ! geçmiş güzel günleri düşünüyor gibiydi ! “ diyen bir embesilin yanında Mary Roach ‘un elini öpmek şart.

Felaket habercisi gibi görünücem ama bakın size birşey söyleyeyim ;

Elvis öldü , Marilyn öldü , Charlie Chaplin’de öldü... hatta Alfred Hitchcock bile öldü siz ne diyosunuz beee !!!


MADURO’DAN NİHAT DOĞAN’A ŞEHRİN ANAHTARI!


Nihat Doğan’ın Venezuela hassasiyeti hepimizce malum .

Bir kere bile , “neden “ diye düşünmeden , Hugo Chavez’in cenazesine atladı gitti.

Bizlere oralardan “canlı bildirdi!”

Çok merak ediyorum kaç ülke ünlüsü , böyle bir harekette bulundu?

Töbe tanımadığı , politik duruşu konusunda  sadece , “Amerika’ya kafa tutan bir liderdi!” den  öteye gitmeyen bilgisiyle , bir siyaset adamına dünyada böylesi bir saygı gösterisinde kaç kişi bulundu sorarım size?

Aradan kısa bir süre geçti ve Venezuela , Chavez’den sonra başbakanını seçti.
Chavez’in halefi  Nicholas Maduro artık koltukta.

Kime ne kadar kafa tutar , Chavez’in  –eğer varsa-  mirasını ne kadar yerine getirir henüz bilinmez , ancak , tüm bu olan bitenden sonra , Türk ve Venezuela halkları nezdinde yeni başkan Maduro’nun bir vefa örneği göstererek , ülkesinin acısına ortak olan Nihat Doğan’a bir görev vermesi yerinde olacaktır!

Böylelikle , belki de bir dönem görüşülen , “Caracas dönüşüm projesi” , “konut karşılığı petrol pazarlıkları” , efenime söyliiim  “muz üretimi” , hiç olmadı “güzellik kraliçelerine Türkiye’de iş sahası açma”  filan gibi konularda  iki ülke arasında müthiş işbirlikleri geliştirebileceğini düşünüyorum Doğan’ın!

Bence Maduro , artık Vefa’nın İstanbul’da  bir semt adından daha öte birşey olduğunu ispatlamalıdır!

Belki bir “fahri doktor” luk olayı , hadi olmadı , Caracas şart değil ama en azından herhangi bir şehrin anahtarı filan ha?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder